Ceketler sonbahar,ilkbahar ve kış sezonlarında üstümüzden çıkarmak istemediğimiz en sevdiğimiz parçalarımızdan biri. İster süet ister kot ister deri olsun her kadının dolabında bulunması gereken ceket modeli, çoğu kıyafetlerin kurtarıcısı olurken tarzınızı kanıtlayacak!

2)ÇANTALAR!

Büyük veya küçük boy çantalar kombinlerimizdeki ilgiyi kendinde toplarken aynı zamanda tarzımızın ışığı olacaktır. Zevklerimize göre renkli, deri, süet veya şekline göre sırt,kol veya omuz çantaları tarzımızın kilit anahtarlarından!

3)AYAKKABILAR!

Ayakkabılar kıyafetlerimizin son vuruşunu sağlayacak parçalardır diyebiliriz. Tamamen simsiyah bir kombinin altında bacak boyunu daha kısa gösterecek ve renk algısının bozulmasına sebep olacak beyaz tonlarında bir ayakkabı tercih edilmemeli, bunun gibi kalın tabanlı spor ayakkabılarının aslında boy uzatmaya değil de sanki bir yüksekliğe çıkmış gibi görünmeye neden olup olduğundan daha kısa göstereceğini göz ardı etmeyerek, genellikle sadece topuktan kaldıran ayakkabıların bacak boyunu ve normal boyu daha uzun göstereceğini hesaba katarak seçimler yapmak daha iyi görüntüler sağlayacaktır.Spor ayakkabılar, topuklu ayakkabılar,babetler gibi ayakkabı çeşitlerinden en az bir tane dolapta bulundurmak, elbise veya daha farklı kıyafetlerle de kombinler yapmamızı kolaylaştıracaktır.

4)PANTOLONLAR!

Birden çok pantolon kalıbı ve çeşidine göre, vücut yapımıza en uygun olan pantolonu örneğin geniş basenlerin kapatılmasını ve daha düz bir iniş isteyen bir kişinin wide leg tipi pantolonlar seçmesi gibi önerilerle, kendi tarzını belirleyecek ve vücudunu daha iyi gösterecek seçimlerle ilerlemesi kombinlerin içinde daha iyi hissettirecektir!

5)ŞAL VE ATKILAR!

Kış ve sonbaharın vazgeçilmezi şallarımız renkleriyle kombinlerimize uyum sağlarken soğuktan koruma işlevleriyle de bizlere büyük destek çıkacaktır!

1) ISI

Çok sevdiğimiz saçlarımızı şekillendirmeyi, bir gün dalgalı bir gün düz şekilde kullanmayı çok seviyoruz. Ancak ısı saçlarımızla buluştuğunda ne yazık ki onlara büyük ölçüde zarar verebiliyor. Dalgalı yapmak istediğimiz günlerde bigudi kullanımını önerebilirim.

2)TARAMAK

Saçları kuruyken taradığımızda kırılmaya hatta bazı saç parçalarımızın kopmaya neden olduğunu görürüz. Saçlarımızı nemliyken taramaya özen gösterip kuruyken hiçbir şekilde taramayıp hafif nemlendirmeyi seçmeliyiz

3)ARGAN YAĞI

Argan yağı saçımızı beslerken aynı zamanda sağlıklı ve canlı gösterebilecek eşsiz yağlardan biri. Kırık saç uçlarınıza iyi gelecekken saçınızı parlak gösterecektir

4)KIRIKLARDAN KURTULMA

Saçlarda kırıklar çok fazla ise bunları kestirmek kulağa iyi gelmese de en iyi çözüm. Çünkü sağlıksız uçlardan sağlıklı devam edebilecek saçları ne yazık ki bekleyemeyiz.

5)KURULAMA

Saçları kurularken havlu değil de pamuklu bir tshirt tercihe edersek saçlarımızın kırılmasının önüne geçmiş oluruz

1) Haftayı Planlamak

Haftayı planlama aslında düşündüğümüzden daha fazla bize enerji verecekken aynı zamanda planlı oluşumuz ne pazartesiden ne de haftaiçindeki diğer günlerden korkmamıza izin vermeyecek

2)Bakım!

Haftasonundan çıktıktan hemen sonra yeni bir hafta için kendinize özen göstermeye çalışın. Saçlarınız, kıyafetleriniz ve yaptığınız bakımlar size yeni haftayı büyük bir enerjiyle karşılıyormuş imajı verirken aynı zamanda enerjinize enerji katacak

3)Öğle Yemekleri veya Kahve Molaları!

En sevdiğiniz iş veya okul arkadaşınızla öğle yemeğinde buluşmayı deneyin! Bu günün öğleden öncesinin hızlıca akmasını sağlarken, yemek için dahi vakti olmayanlara ufak bir kahve molası yardımcı olabilir!

Haftanız güzel geçsin sendromsuz pazartesilerde görüşelim! 

1)Sağlıklı ve Alarmsız Bir Uyku

Biliyorum hepimizin en çok ihtiyacı olan şey de tam olarak bu! Telefonunuzu akşamdan kapatın ve sabah biyolojik saatinizin sizi uyandırmasına izin verin. Alarmsız yeni bir gün size çok iyi hissettirecek!

2) Spor ve Sağlıklı Bir Yürüyüş!

Öğle saatlerinde veya akşama doğru yapacağınız yürüyüşler bedeninize dinçlik katacakken size de derin nefes almanız için alan yaratacaktır

3) Mum Işığında Kitap Okumak!

Uzun zamandır  okumayı ertelediğiniz o kitabınızı veya yazılarınızı aromalı mumlarla aydınlatılmış  ve kokusu odayla bütünleşmiş ambiyanslarınızda başlamaya ne dersiniz?

4) Sinema!

Kış sezonu başlamışken yeni filmlerin de vizyona giriyor olması bu haftasonunuzu mükemmel geçirmeniz için büyük bir fırsat olabilir. Sevdiklerinizle veya yalnız gideceğiniz bir sinema filmi size iyi gelecek!

5) Cilt Bakımı!

En sevdiğiniz ve kullanmaktan vazgeçemediğiniz bakım ürünlerini alın ve kendinizi şımartın! Güzel kokular, arınmış bir cilt size mutluluk sağlayacak!

6) Güzel Bir Akşam Yemeği!

Sevdiklerinizle organize edeceğiniz bir akşam yemeği, güzel sohbetlerin ve bol kahkahaların oluşmasını sağlayacak sizden tüm haftanın yükününü bir anda alırken, yeni haftaya da enerji dolu girmenizi sağlayacaktır!

Çoğumuzun kullandığı çoğumuzun da adından dahi haberdar olduğu dudak peelingleri dudaklarda bulunan ölü deriyi yok etmekte çok başarılı. Kullandığınız andan itibaren dudaklarınızın yumuşadığını ve çatlak görüntüsünün azaldığını farkedeceksiniz!

2) Dudak Kremleri

Dudak kremleri yapılarında bulunan ve laboratuvarlarda test edilerek içeriğine eklenen maddeler ile dudakları çatlamaya karşı korurken, pürüzsüzlük sağlayabiliyorlar. Aynı şekilde dudak kremlerinin birden fazla rengi dudaklara daha sağlıklı bir görüntü sağlıyor

3) Güneş Kremi

Evet Güneş Kremi! Dudaklarımız güneş ışınlarının yansımasına maruz kalan ilk bölgemiz. Yüzümüze uyguladığımız dudak kremini sadece yüzümüze değil dudaklarımıza da uygulayarak zamanla çıkmış olan uçuğun veya yaraların iz kalmasına engeller ve böylece dudak kanseri gibi durumlardan da onları korumuş oluruz.

4) Kaliteli Makyaj Seçimi

Dudaklarımız cildimizin önemli ve hassas bir parçası. Onlar için kullandığımız  ruj ve dudak ürünleri zarar vermeyecek ölçüde olduğu sürece hiçbir sorun yok demektir. Ancak sağlıksız ve içeriği zararlı veya içeriğinin ne olduğu bilinmeyen ürünler dudakların zamanla kötüleşmesine, hatta kansere davetiye çıkaracaktır.

Not: Lütfen aldığınız ürünlerin içeriğini kontrol edin, dudakla ilgili bulunan çeşitli bitkisel ilaçların büyütme etkisinin olduğunu iddia eden insanların tavsiyelerini dermatoloğa gitmeden uygulamayın. Var olanı sağlıklı hale getirmek de, yok etmek de sizin elinizde

Uyuduğumuz ortam, yeterli derecede ısıtılmış veya aydınlatılmışsa uykuya hazırlık için büyük bir adımı atabilmişiz demektir. Işık konusu uzmanlar tarafından çokça tartışılmasına rağmen son zamanlarda çoğunluğun ortak fikri, ışığın minimum düzeyde olmasının hatta hiç olmamasın insan sağlığında ve uykudaki gelişiminde büyük rol aldığı. Karanlıkta uyuyamam diyenler için ise, sadece kendi çevresini aydınlatan ve küçük de olsa ışık kaynakları önerilerim arasında!

2) Uyku Kıyafetleri

Uyurken tercih ettiğimiz pijamalar, iç çamaşırlar uyku kalitesini sandığınızdan daha çok etkiliyor. Örneğin pamuklu pijamalar veya iç çamaşırlar yerine rahatsız edici kumaş yapısına sahip kıyafetler uykuya dalmamızı geciktirirken vücudumuza da ekstra zarar vermiş olacaktır

3) Uykuda Ses 

Çoğu insan uyurken sese ihtiyaç duyar. Bu ses aynı şiddette ve hiç değişmeden devam eden frekanstaki ses bütünlerinden de oluşabilir, rahatlatıcı yağmur, kuş, deniz seslerinden de. Iphone kullanıcıları için telefonun işitme ayarlarında bulunan bu sesler uykuya dalmanız için yardımcı olacakken, Android kullanıcıları için de Youtube veya indireceğiniz birkaç müzik programı büyük ölçüde yardımcı olacaktır!

4) Yastıklar ve Yatak

Herkes aynı şekilde uyumadığı gibi uykusundan aynı şekilde verim alamıyor haliyle. Örneğin ben birden çok yastıkla uyumayı severken, erkek kardeşim hiçbir şekilde yastık kullanmadan uyumayı daha çok seviyor. Aslında yastıklar vücudun doğru pozisyonda kalmasına destek çıkmak için üretilmiş. Uzmanlar yastıksız uyumanın boyun düzleşmesine davetiye çıkardığını, ve uykı pozisyonlarının kesinlikle araştırılması gerektiğini söyleyerek yastık seçimini yapmamızı öneriyor!

5) Saat

Sabahları uyanmanın işkenceye dönmesinin bir diğer sebebi ise geç uyumak. Aslında sabah erken işimizin olduğunu bilmemize rağmen gece geç saatlere dek bizi ayakta tutan önemli bir işimiz yoksa erkenden uyumayı seçmeliyiz. Aksi takdirde uyku düzenini oturtamayacak ve hep haftasonunun gelmesini sırf uyumak için daha çok isteyeceğiz.

Öğretmenlerimiz yaptıkları kutsal görevler neticesinde verdikleri dallardaki eğitimleri her öğrencinin seviyesine inerek anlatamıyor ve doğal olarak gözden kaçan çok nokta olmuş olabiliyor. Bunun yanında soru sormaya çekinen öğrenci öğretmenin dikkatinden tamamen kaçıyor ve öğrencinin bilgisizlikleri çekingenliğiyle büyük bir çığ oluşturuyor. Öncelikle bu durumu halletmeli ve soru sormanın insani bir davranış olduğunu bilerek,hiç kimseden çekinmeyerek amacın öğrenme olduğunu da aklımızdan çıkarmayarak çekingneliği bir kenara bırakmalıyız. Biz kendimizi kapatırsak kimse bizi görmeyecek ve bilgisizliklerimiz bir anda korkuya dönüşecektirç

Doğru kaynaklar ve doğru seviyelerde çalışmalar yürütmemek,zaten karmaşık olan kafanın daha da karışmasını sağlayacak ve matematiğe olan ilgisizliği büyük oranda arttıracaktır. Örneğin türev ve integral sorularını yapabilmek için işin içinde fonksiyon konularına dair birkaç bilgi olduğunu gördünüz. Ama o da ne? Fonksiyon hakkında bilginiz çok sınırlı. Bu durum bu açığı kapatmadığınız sürece türev ve integral hakkında da bilginizin sürekli sınırlı olacağı anlamına gelmez mi? Kısacası eksikliklerinizi bilmeli ve önce onları kapatarak gitmelisiniz.

Konuları hafife almayın.Üslü sayılar İntegral konusuna göre daha basit duruyor olabilir ancak matematik kocaman bir evrendir. Çözülememiş üslü sayı paradokslarından haberiniz var mıydı? Seneler boyunca çözmek için uğraşan onlarca matematikçi adeta hayatını buna adayan bilim insanları matematiğe sizin gibi bu konu basit,bu  konu zor diye yaklaşıyor olsaydı nasıl bir noktada olurlardı?

Amaç matematiği öğrenmekse, tamamını kapsayacak şekilde ilerlemek istediğiniz basamakları teker teker sabrederek ve üstüne düşerek halletmelisiniz. Şöyle bir örnek vermeden geçmek istemiyorum. Lise son sınıfta Matematik dersimde Türev ve İntegral konusunda büyük zorluklar çektiğimi anımsıyorum. Hiçbir zaman aklıma tam oturmamış olan ve diğer eksikliklerimin yüzüme tokat gibi çarptığı bu konulardan üniversite sınavında da çok korkmuş, lise sınavlarımda maksimum 60 alabilmiştim. Derken üniversiteyi kazandım ve ilk senemde ileri matematik-1 calculus ve ileri matematik-2 calculus derslerinin yanında diferansiyel denklemler ve lineer cebir gibi dersler aldım. Girdiğim ilk ileri matematik sınavında tüm eksikliklerimi giderebilmek adına çalıştım. Yaptığım çalışma yöntemi tamamen buydu! Eksikliklerimi görerek öğrenmek. Asıl öğrenim şeklinin soru kalıplarının içinden çıkıp beynin sınırlarını zorlamak olduğunu anladığımda not ortalaması 15 olan sınavdan 95 notunu hakkımla kapmıştım. 

Bunlar öğrenim süresinde matematikle haşır neşir olan ve işi gereği her zaman hayatında matematiğin bulunacağı amatör bir yazarın sözleri. Kimse sizden üstün zekalı olmanızı beklemiyor. Kimse aklınızdan beş basamaklı sayıları çarpmanızı istemiyor.Böyle yeteneklere sahip insanlarda bunun sadece yetenek olduğunu bilin ve 8 zeka çeşidi olduğunu unutmayın...

 Şehirler,ülkeler,büyük kalılpların ve küçük detayların ötesinde sadeleştirilmiş şekilde düşünülürse, sadece bir çizgi ile yeri belirlenmiş haritalardan oluşuyor. Sizin haritanızda size hitap eden onlarca unsur bulabilirsiniz. Ancak ben hiçbir şey bulamadım diyorsanız, geçici süreliğine kalacak veya yaşamınızın tamamını geçireceğiniz şehrin sizin için nasıl aydınlık olabileceğini anlatacağım.

Sanat faliyetleri ülkenin dört bir yanında devam eden, büyük veya küçük farketmeksizin tiyatro salonlarına sahip şehirlerin sessiz kalmış hazineler olduğunu getirin gözlerinizin önüne. Her hafta bir tiyatro oyunu olması şart değil, bir sinema bileti, katılacağınız eğitici kurslar,müzik fotoğraf veya resim kursları haftanın belli başlı günlerini iple çekmenize olanak sağlayacaktır.

Şehrin güzelliklerini görmeye gittiniz mi? Yaşadığınız şehirde neler saklı biliyor musunuz? Nasıl bir tarih yatıyor ve sizden önce kimler burada ne gibi anılara sahiplik yaptı? Bunları görmek size dünyada yaşayan ve özellikle sevmediğiniz alanda bulunan tek insan olmadığınızı hatırlatacak ve sizin yalnızlık duygunuzu azaltacaktırç

İlgi alanınızda ün yapmış şehrinizde yaşayan insanları biliyor musunuz? Evet yaşadığınız yerde mutlaka inanamadığınız noktalara gelmiş ve başarı  olarak nitelendirilebilecek işlere imza atmış insanlar yaşadı. Onlar da sizin şehrinizden ve belki de zorluklarınızdan geçti. Sizler için iyi bir yol gösterici olabilir.

Şehrin güzel restoranlarında zaman geçirdiniz mi? Favori mekanınızın olması ve lezzetlerini sevdiğiniz bir restoran ayın veya haftanın belli başlı günlerinde orda iyi zaman geçirmenize olanak sağlarken mekan sahipleriyle yakınlık kurarak sosyalleşmenize de artı sağlarç

Kütüphaneler her şehrin kültüre açılan hazinesinin anahtarlarıdır. Bu anahtar sadece kullanmayı bilene verilir. Kütüphanelerde vakit geçirdikçe ne kadar çok konuyla ilgili kitap olduğunu görünce akışa kapılacak ve kendi hazinenizi oluşturmak için hevesleneceksiniz.

Kısacası görmek isterseniz güzel yönleri,istemezseniz en kötü yönleri çarpar yüzünüze şehrin. Sevmeye çalışın. Her şeyden önce kendinizi sevmeyi getirin aklınıza. Sabah kalktığınızda enerjisiz bir şekilde işlerinize koyulmak ve yaşadıklarınızdan zevk almamak başkasına değil sadece size kötü hissettirecektir. Toparlanın. Bunun bir akış olduğunu ve zamanla geride kalacağını her anın kıymetli olduğunu kendinize hatırlatın. 1 sene sonra dönüp kendinize baktığınızda geçiremediğiniz zamanlara üzülmeyin. En önemlisi de, insanlara sevginizi vermeyi ihmal etmeyin. Sevgi her şeyin ilacıdır. Hayvanlar, İnsanlar, Bitkiler kısacası tüm canlılar sevginizle beslensin. Ne kadar huzur dolu olacağınıza inanamayacaksınız. 

1) Derin Nefes Almak!

Evet derin bir nefes sakinleşmeye olanak sağlarken aynı zamanda kafadaki karmaşıklıkları düzenlemek adına bir organizatör oluyor adeta. Aldığınız nefes beyninizdeki tüm düşüncelere "1 Saniye durun ben burdayım ve hepinizi sakinleştirip çoğunuzu yok etmeye geldim!" dermişçesine destek oluyor. Yüksek kaygı anlarında derin derin nefesler almak ilk etapta sakinleşmeniz için fazlasıyla yardımcı olacaktır.

2) Başka İnsanların Da Olduğunu Farketmek

Uzun süre boyunca içinizde tuttuğunuz ve kaygılandığınız problemlerin, sadece sizin yaşamadığınızı çevrenizdeki çoğu insanın bu veya bundan daha zor durumlarla karşılaştığını, veya kimsenin mükemmel olmadığını farkettiğinizde, tüm gözleri üzerinizde hissetmeyi bir kenara bırakıp evrende bir toz tanesi olduğunuzu hatırladığınızda rahatlamanıza olanak sağlayacaksınız

3) Sakinleştirici Duş

Ilık bir duş mentollü aromalar ile size dinginlik sağlayacak

4) Yürüyüş

Yürürken çoğu şeyi aklımızda kaybederiz. Çok fazla düşünceye daldığımız anlarda iyi bir yürüyüş aklımızdaki kara bulutları bir bir yok ederek yürüyüş sonunda bize daha sakin bir ruh hali bırakır

5) Sanatla İlgilenmek

Gideceğiniz bir tiyatro oyunu veya akşam seansına aldığınız bir sinema bileti zamanı sizin için durduracak ve kalabalık içinde seyrettiğiniz insanların dünyaları olduğunu hatırlamak size çok daha iyi hissettirecek.

Kaygılarınızı yok edebilmek için sevdiğiniz işlere yönelerek, sevdiğiniz insanlarla zaman geçirmeye özen gösterin. Size iyi hissettirmeyen insanlarla görüşmek zorunda olmadığınızı aklınızdan çıkarmayın. İyi hissetmediğiniz ortamlarda zamanınızı yok etmeyin. Kendinize değer verin ve kaygılarınızla başa çıkabilecek gücü içinizde barındırdığınızı söyleyin! 

Tel veya mantar panolar masalarınızda notlarınıza erişmenizi hızlandıracak ve aynı zamanda odanıza dekoratif bir ışıltı katacaktır. Mutlaka şans vermeli ve planlamalarınızdaki heves artışını görmelisiniz

2)Ajanda veya Planlayıcı Kulanımı

Ajanda veya haftalık planlayıcılar işlerinizi organize ederken sizlere destek olmakla kalmayacak aynı zamanda hayatınızı kolaylaştıracak.

3)Mum ve aydınlatmalar

İyi derecede aydınlatılmış bir çalışma ortamı, en çok istediğimiz unsurların başında gelmekle beraber kokulu mumlar odanın ambiyansını değiştirecek ve size çok daha iyi hissettirecektir

4) Rahat Sandalye ve Masa

Aslında en önemlisi diyebileceğimiz özellikle beden sağlığımızı göz önüne alarak ilerleyeceğimiz bu unsur asla ve asla atlanmamalı. Ne kadar rahat ve sağlam sandalye ve masalarda çalışırsak bizler için o kadar verimli çalışmalar olmuş olacaktır.

 Görünen o ki Ayasofya'nın geçmişten bu yana uzun sürelerce dünyanın en büyük kubbesine sahip tapınağı olarak bilinmesi, tüm uygarlıklar tarafından ilgi çekmekle kalmamış, hiç uğramayan uygarlık krallarının adının geçmesine dahi neden olmuş

  2)Gece yakacağınız aromalı birkaç mum ve tütsü sonbahar ambiyansınıza ortaklık edecek ve sizlere mental olarak daha iyi hissettirecektir.

  3)Sıcak çikolata, kahve ve genel olarak sıcak içecekler hepimizin vazgeçilmezi! Onlarla daha çok haşır neşir olmanın zamanı geldi ☕️

  4) Uzun uzun sonbahar yürüyüşleri, ayaklarınızın altında çıtırdayan yaprak sesleri ve yağmur sonrası toprak kokusu size çok iyi gelecek!

  5) Okumayı, izlemeyi ertelediğiniz ne varsa şimdi başlama vakti! Bu havalar tam kitap okuma ve film izleme havası!

   Sonbaharın tadını çıkarmak için bütün bu maddelerin yanında önce kendinizle zaman geçirmeyi sevmeniz gerekiyor. Unutmayın sizi her açıdan gören ve tüm kusurlarınızı bilen tek insan sadece sizsiniz

   İnşaat Mühendisliği, bilinen mühendislik dalları arasında en eskisi olmasıyla beraber içerisinde; Yapı Anabilim Dalı, Hidrolik Anabilimdalı, Ulaştırma Anabilim Dalı, Geoteknik Anabilim Dalı, Mekanik Anabilim Dalı, Yapı Malzemeleri Anabilim Dalı ve Yapı İşletmesi Anabilim Dalını barındıran bilim dalıdır.

   İnşaat Mühendisliği eğitiminin ilk senesinde, öğrencileri Mühendislik becerilerine hazırlamak amacıyla; Matematik, Fizik ve Genel Kimya dersleri; Teknik Çizim ve Mesleğe Giriş dersleri verilir. Genellikle Statik dersi her mühendislik okulunda ilk sene verilirken bazı üniversiteler Statik dersini ortak ders sayarken bazı üniversiteler için ayrı olarak verilmektedir.

  İkinci senesinde Mukavemet 1 ve 2, Dinamik, Yapı Malzemeleri Yapı Statiği derslerinin yanında üçüncü sınıfa zemin oluşturacak ana dersler verilmektedir.

  Üçüncü sınıfta Yapı Statiği 2, Karayolu veya bir diğer adıyla Ulaştırma Dersleri, Ulaştırma Projesi, Akışkanlar Mekaniği,Zemin Mekaniği dersleri, ve özellikle ikinci dönemde karşılaşılan Hidrolik, Hidroloji, Çelik Yapılar ve Tasarımı ve Betonarme dersi ile karşılaşılır.

  Son sene olan dördüncü sınıfta ise, Betonarme 2, Su Temini ve Çevre Sağlığı, Deprem Mühendisliği gibi dersler bulunur. 

 Genellikle üçüncü ve dördüncü sınıfta bulunan seçmeli dersler, çeşitli program öğretimiyle entegre edilerek, öğrencilerin ilgi alanı doğrultusunda  ve gelişmek istedikleri alanlarda ilerlemesini sağlayarak üniversitelerce sunulur. 
(Örneğin Fotoğrafçılık ile çok yakından ilgilenen biri olarak, eğitim süresince üçüncü sınıfta Fotoğrafçılık seçmeli dersini görünce çok sevinmiş hemen almıştım. Fotoğraf özellikle proje ve tasarım ile ilgilenecek yapı mühendisleri veya inşaat mühendislerinin perspektif bakış açısını arttıracak ve çok boyutlu düşünmesini sağlayacak bir etmendir.)

  Öğrenim süresi boyunca 2 adet staj yapılması istenir. Biri Saha bir diğer adıyla Şantiye stajıyken, diğeri Ofis veya yine bir diğer adıyla Büro stajıdır. Staj süreleri üniversite komisyonu tarafından belirlenir ve öğrencilerin iş hayatına hazırlığı için oldukça büyük önem teşkil etmektedir.

 Son sınıfta alınan Bitirme Projesi ile öğrencinin ilgi alanı ve ilerlemek istediği anabilim dalına dair sunmuş olduğu edinimler, ilgili dersin akademisyenlerine sunulur.

İdealist olan ve İnşaat Mühendisliğini seven her insanın okurken zevk alabileceği, matematiksel işlemlerle daha iyi odaklanmayı sağlayabilen ve sadece bütünsel düşünmemek; detaya inmek gerektiğini öğreten, disiplin ve düzen gerektiren bilim dalına, başka hiçbir bilim dalına yapamayacağımız gibi üstün körü geçmemeli ve en basitinden ülkemiz şartlarında deprem gerçeği göz önüne alınınca, önemi hakkında üzerinde fazlasıyla durulması gerektiğini düşünüyorum. 

     10 Ağustos tarihinde Netflix plaformunda yayınlanmış olan ve yönetmen koltuğunda bulunan aynı zamanda filmin senartistliğini yapmış  Soner Caner filmi.

    Film Sümbül ve  Piroz'un deli dolu aşkını anlatıyor. Filmin başlangıcında Sümbül'ün düğününe şahit oluyoruz. Ancak düğün ne yazık ki Sümbül'ün hiç tanımadığı ve kadınların ücret veya anlaşma karşılığı evlendirildiği dönemde; normal şartlarda arkadaş olarak dahi zor anlaşabileceği bir adamla oluyor. Düğüne kemane çalmaya gelen Piroz, sadece Sümbül ve kendisinin bildiği şarkıyı mırıldandığında birbirlerine olan aşkları başlıyor ve düğünden hemen sonra Sümbül'ün baba evine geri gönderildiğini öğrenen Piroz, Sümbül'ü almak için doğaüstü güçlerden bile yardım alarak aşkının peşine düşüyor.

  Oyuncuların mükemmel üstü performansları ve film seyri boyunca eşlik eden şarkılar, filmin duygusal sonu romantik komedi ve dram türündeki bu filmi iyi zaman geçirmek isteyen herkesin beğenisine sunuyor

      Film lise öğrencisi olan Olive'in bekaretini kaybetmiş arkadaşına kızlar tuvaletinde, ailesi garip olduğu için evlerine edilen daveti; ''Başka bir erkekle haftasonumu geçirdim." yalanını söyleyerek bekaretini kaybettiğini söylemesi üzerine ve bu söylentinin tüm okulda yayılıp Olive'in sakin ve sessiz hayatını bir anda popüler kız haline dönüştürürken, okulda cinsel yönelimi nedeniyle zorbalığa uğrayan arkadaşlarının Olive'den yardım beklemesiyle işlerin iyice karışmasını anlatıyor.Olive tam anlamıyla ateş olmayan yerden duman çıkartarak yapmadığı onlarca eylemi, kredi kartları, hediye kartları, sinema biletleri karşılığında yaptığını söylemeyi kabul ediyor. Ancak bu durum bir yerden sonra Olive'in bile tahmin edemeyeceği noktalara gidiyor.
 Başrollerini  Emma Stone, Penn Badgley, Thomas Haden Church ve Amanda Bynes'in paylaştığı filmde Friends dizisinden tanıdığımız Lisa Kudrow da bulunuyor. 

    Çok uzun zamandır izlemek istediğim ancak her açışımda başlangıç sahnelerinin fazlasıyla baş döndürücülüğüne dayanamayıp kapatmak zorunda kaldığım Dönüş Yok filmini izlemek için kendimi koşullandırdım ve bitirdiğimde tam anlamıyla tokat çarpmışa döndüm.
   Öncelikle filme dair şunu söyleyebilirim ki sonu başından belli! "Bu ne demek?" şimdi diyecek olursanız, şöyle ki; sevgili baş döndürücü ve çarpıcı filmimiz sondan başlıyor. Yani tüm son ve olan bitene filmin ilk dakikalarında şahit oluyorsunuz. Önce ne olduğunu anlayamıyor ve "Ee bu insanlar kim, buna neden böyle yaklaşıldı?" gibi sorular yöneltiyorsunuz ancak film ilerledikçe taşlar tam anlamıyla yerine oturuyor. 
   Film fazlasıyla şiddet, ve 10 dakikadan fazla süren bir tecavüz sahnesini içinde barındırırken izleyicinin ekrana odaklanma kapasitesini fazlasıyla zorluyor. 
    Yeniden izlenilebilirliği yüksek bir film olduğunu düşünmemekle beraber, Monica Bellucci ve Vincent Cassel arasındaki uyumu izlemek adına dahi olsa açılabilecek bir film. Herkesin izleyemeyeceği ve izlese de beğenmeyeceği, şiddet unsurlarından fazlasıyla rahatsız olabileceğini belirterek, Gaspar Noe sinemasına ait başka filmleri izleyenlere şiddetle ; sinemasını merak edenlere ise başlangıç filmi için önerilir.