Sekizinci Gece

İki bin beş yüz yıl önce bir canavar, insanlara acı çektirmek için insan âlemini cehenneme bağlayan kapıyı açmaya başladı ama Buda canavardan önce geldi ve gözleri çekip aldı. Kızıl Göz ve Siyah Göz. Canavarın güç kaynağı bunlardı. Fakat iki göz de Buda'nın ellerinden kaçtı ve ondan uzaklara gitmeye başladı. Siyah göz çok geçmeden Budha tarafından yakalandı ve bir sarira kutusuna kilitlendi. Öte yandan ise Kızıl göz yedi gece boyunca insanların bedenine saklanarak kaçmayı başardı. Daha sonra sekizinci gecede Kızıl Göz durdu ve çok uzaklaştığını düşünerek geri döndü. Ancak gittiği yolun aslında dar ve sığ bir dere üzerindeki yedi basamaklı bir köprü olduğunu anlayan Kızıl Göz, Buda'dan asla kaçamayacağını anladı, teslim olmuş numarası yaptı ve sarira kutusuna kendi isteğiyle girdi. Onları kutulara mühürleyip batının uçsuz bucaksız çöllerine ve doğunun sarp kayalıklarına kapattıktan sonra Budha, isimsiz müritlerine "Bunlar sakın bir daha bir araya gelmesinler, kaderiniz budur" dedi.

Elmas Sutra efsanesine kafayı takan arkeolog uzun araştırmalar sonunda sarira kutusunun yerini bulur. Sahte sarira kutusu yapmaktan itibarsızlaştırılan arkeolog Kızıl Göz'ü uyandırır ve döngüyü başlatır.

Klasik Kore korku filmi stilinde çekilen bu yapım, korku sıçramalarına yer vermediği için soft gerilimi amaçlıyor. Kişisel yorumlarımı katmam gerekirse, çok sakin işlenmiş bir filmdi. Çok uzun bir süre aksiyon başlaması için bekledim. Sonlara doğru aksiyon artsa da yeterince gerilimi yaşatmadı.

The Call ile yükselişe geçen Kore korku filmleri bu filmle durağanlaşabilir.

İyi Seyirler