TÜKENMİŞLİK HİSSİ
Tükenmişlik hissi... İnsanı bitiren, içten içe yiyen o his. Hem bedenen hem mental açıdan sıfırın altında hissetme durumu. Nasıl yenileceğini asla bilemediğimiz o duygu...

Merhabalar;
Bugün bitaz içimizi tüketen duygulardan bahsedeceğim. Aslında bu konu hakkında akademik seviyede bilgim yok fakat sizlere bildiğim kadarıyla, daha doğrusu hissettiğim kadarıyla bu konudan bahsedeceğim.
Öncelikle tükenmişlik psikolojik olarak başlıyor fakat biz bunu sürekli göz ardı ediyoruz. Bizi ufak ufak yiyen düşünceleri hep geri plana atıyoruz ve daha sonra bir bomba gibi içimize düşeceği gerçeğini hep atlıyoruz. Bu geri plana attığımız düşünceler veya sorunlar bizim gün içinde sürekli yorgun hissetmeye başlamamızla birlikte kendini göstermeye başlıyor. Daha sonra normalde zevk aldığımız aktivitelerden bile zevk alamamaya başlıyoruz. Buraya kadar yine katlanılabilir bir şey yaşıyoruz aslında. Daha sonra ne mi oluyor??
Daha sonrasında artık vücudumuz bize sinyaller vermeye başlıyor. Sebepsiz ve geçmeyen ağrılar, kalp sıkışmaları ve sebebi belirlenemeyen nefes darlıkları olarak biz geri dönüyor bu geri plana atılan sorunlar ve düşünceler. Artık sürekli ağlıyor, belki de gün içinde sürekli gözlerimiz bir noktaya dalmış şekilde boş boş etrafımıza bakıyoruz. Vücudumuzu taşıyamadığımızı hissediyoruz. Hatta belki biraz abartı diyebilirsiniz ama nefesimizin canımıza battığı hissine bile kapılabiliriz.
Bu noktada en önemli şey bir çeşit depresyona girdiğimizin veya tükenmişlik sendromuna yakalandığımızın farkına varabilmemiz ve bu konu hakkında bir şeyler yapma isteğimiz. Bu sendromun en önemli özelliği ve hatta kozu o ruh halinden asla çıkamayacağımız kanısına körü körüne inanmamız, hatta kendimizi yetersiz hissetmemiz. Gelelim bu sendromdan kurtulmak için neler yapabileceğimize.Öncelikle bu durumun farkına varabilmemiz ve kendi iyiliğimiz için bir şeyler yapma isteğimiz olması gerekiyor.
Bu konuyla ilgili psikolojik destek alabiliriz. Ben deli değilim demeyin sakın! Çünkü psikolojik destek almak çok normal bir şey. Ancak psikolojimiz iyiyse sağlıklı bir yaşam sürebiliriz. Ve bu günü dibe vurma durumların da kendi psikolojimizi kendimiz düzeltebilmemiz gerçekten küçük bir ihtimal. Çünkü çabalayıp başarmadığımız bir konu olunca kendimizi daha da yorgun hissedebiliriz, en önemlisi ise çabaladıkça daha dibe battığımız hissine kapılıp kendimizi daha zor bir psikolojik durumun içine sokabiliriz.
Eğer buna gücünüz yetmiyorsa veya kendinizi bu duruma hazır hissetmiyorsanız psikoloji kitapları okuyabilirsiniz. Tabi ki bu kitapların sizi kesinlikle iyileştireceğini söylemiyorum! Sadece daha iyi hissetmenizi sağlayacak ve yaşadığınız durumu daha iyi anlamanızı sağlayacaklarını söyleyebilirim. Gerçekten iyi hissetmek adına okumaya başlar ve çabalarsanız hayata karşı bakış açınızın değiştiğini ve hatta ufkunuzun genişlediğini hissedebilirsiniz.
Bir başka yöntem ise gerçekten güvendiğiniz ve sizi bu konuda yargılamayacağını, yaşadığınız durumu küçümsemeyeceğini düşündüğünüz kişilerle konuşmak olabilir. Bizi anlayan ve yargılamayan kişiler bu dünyadaki cennetimizdir :)
Artık toparlamak istiyorum, çok uzatıp sizleri de sıkmak istemem fakat bilin ki böyle bir ruh haline büründüyseniz lütfen pozitifi görmeye odaklanın. Sizi bu kadar tüketen nedir bilemem ama hiçbir acı sonsuza dek sürmez ve hiçbir şey sizden daha önemli DEĞİLDİR. Kendinize bunu sık sık hatırlatın.
Sevgiyle kalın :)
Senin Tepkin Nedir?






